RABITANIN İSBATI
Eğer denilirse,rabıtaya sabit delil var mıdır? Biz de deriz ki evet vardır.Kitap, sünnet ve kıyas-ı fuhaka ile delil sabittir
Kitap ile sübutu Hak Tealanın: Vebtağuu ileyhil-vesiileti kavli şeifidir.Manayı latifi:”Allahu Tealanın tarafına takarrub ve yaklaşma için vasıtayı arayınız”demektir.
Eğer burada vesileden murad rabıta başka bir şey denilirse; biz derizki: mana da umumidir. Vesile aramakla emir sabit oldu ise ; rabıta vesilelerin en faziletlisidir. Çünkü vesile “Peygamberimiz” allalllahü teala aleyhi ve selemdir yahut vekilleridir.
Yine Hak Tealanın:
“Kul in küntüm tuhibbüü-nellahe fettebiuu-nii yuhbib-kümullahü ve yağfirü leküm zünüü-beküm.vallahü ğafüü-rurrahiim”
kavli şerifi de rabıtaya işarettir. Rasülüllah Efendimiz Yahudileri azapla korkuttuğunda, Yahudiler:”Biz Allah-ü Tealayı severiz. O Allah ise kendini seveni azab etmez” deyince bu ayeti celile inzal (indirildi) buyuruldu. Manayı şerifi: “Ya Muhammed!.. Yahudi ve Nasaraya şöyle söyle: Eğer siz Allahü Tealayı severseniz bana tabi olun ki Allahü Teala da sizi sever ve günahlarınızı mağfiret eder. Allahü Azimüşşan rahmet ve mağfiret edici demektir”. Bu kavli şerif rabıtaya işarettir dedik. Çünkü tabilerin itba-ı metbuunun ru’yetini veyahut tayyülünü iktiza (gerektirir.) eder. Yani bir kimsenin bir kimseye tabi olması tabi olacağı kişiyi görmesi veya hayal etmesi ile olur. Eğer öyke olmazsa itba sayılmaz. Yani, bir kimseye tabi olabilmek için tabi olunan o kimse ya görülmeli ya da tayyül edimelidir ki, ancak o zaman tabi olmak sahih olur. Peygamberimize tabi de öyledir. Cismani yüzü görülmüyorsa ruhani yüzü tahayyül edilmelidir ki tabi olunabilsin. Bu da rabıta demek olur.
SÜNNET İLE ISBATI
İmam-ı Buhari Hazretlerinin zikrettiği vecihle Ebu Bekir’s-Sıddik (ra) bir gün Hazreti Rasülü Ekrem sallahü Aleyhi ve selleme “Ya Rasüllullah !!. Ruhaniyetiniz hasebiyle hayalimden hiçbir zaman ayrılmıyorsunuz” buyurdu ki, ruhaniyyet hasebiyle hayalde olmaktan murad anlattığımız rabıtadan ibarettir.
Malümdür ki sünnet, ya kavli nebidir ya fiili nebidir yahud takriri nebidir. Kavl-i Nebi Resulu Ekrem Efendimizden sadır olan sözlerdir. Fiili Nebi Rasülullah Efendimizden sadır olan iştir. Takriri Nebi bir kimseden sadır olan işi Rasülü Muhterem (s.a.v) Efendimiz Hazretleri görüp o işi men etmemesidir. Bu makamda zahiri sünnetten murat takriri sünnet olmasıdır. Çünkü Rasülü Ekrem Efendimiz Hazreti Sıddıki bu tahayyülden men etmedi.
RABITANIN KIYASLA İSBATI
Maksud –bizzat’a, vesile ile ve maksuda muayyen olan şeyleri (vesile olduğu haysiyetle) tahayyül etmekte beis yoktur. Ancak yasak olan, vesileyi, maksut bizzat kılmaktır. Fakat bu makamda hal böyle değildir. Münkirlerin ise bu iki şey arasını ayırmaya akılları etmiyor.
Bazı tarikatlarda beyan olunduğu gibi rabıta temessül yolu ile de olur. Bir kimsenin bir kimsenin suretine girmesine temessül denir. Eğer mürit mürşidinin suretinde kendisini tahayyül ederse buna temessül yolu ile rabıta denir. Bu şekil yapılan yapılan rabıta bazılarının irat ettiği şüpheden uzaktır.
Rabıta galip ve kuvvetli olduğu zamanlarda Mürid her neye baksa şeyhini görür. Yani her şeye nazar etse o baktığı şey müride şeyhinin suretinde görünür.
Bu fakire şeyhim rabıtayı temessül ile Hazreti Sıddiki Ekber Efendimize rabıtaya emir verdiler. Sıddiki Ekber Hazretlerinin sima-i alilerini şöyle tarif ettiler: Mübarek sakalları ak, mübarek alnı mihrab bir miktar çukurca ve mübarek vech-i saadetleri nürani ve berrak idi.
—
Enes bin Malik r.a buyurdular.Müminler için beş bayram vardır.
1) Bir gün ki,o gün insan üzerine meleklerinin günah yazmadığı gün,o kişi için bayramdır…Allahım o insanlardan eyle.
2) Bir kul ki, dünyadan geçip giderken imanla çıkarsa,şeytanın hilesinden son nefeste kurtulursa o günde mümin için bayramdır. O halde Allahım son nefes dahil şeytanın hilesinde muhafaza buyur.
3) Kul, sırat köprüsünden geçip zebanilerden kurtulduğunda,emin olduğunda,mümin için bayramdır..Allahım cümlemize zebanilerden uzaklaştıracak fiiller nasip eyle…
4) Kulun,Cennete girip ve cehennemden halas olacağı günde mümin için bayramdır.Allahım Senden Cennete yaklaştıracak ve Cehennemden uzaklaştıracak amel istiyoruz.
5) Cennete girdikten sonra kul, Rabbül Alemine nazar ettiği günde müminin bayramıdır.
[Kaynak: Mekasidüttalibin]
Bismillahir Rahmanir Rahim
Tasavvuf terbiyesinin asıl hedefi kâmil insan yetiştirmektir. Ariflerin tarifine göre kâmil insan, Allah’a aşık olmuş, kalbi gaflet ve manevi kirlerden zikir ile huzur bulmuş, (arınmış) gönlü boş arzu ve sahte sevgilerden arınmış, nefsi ilâhi emirlere itaat edecek bir kıvama gelmiş; kısaca içi ve dışıyla Yüce Allah’a teslim olmuş insandır. İşte bu kıvamı bulmak için önündeki rehbere samimi olarak inanmaya, gücü nisbetinde emir ve tavsiyelerine uymaya teslimiyet denir. Akıl sahibi olan ve insanlığı “göreceli” olmayan her insan teslimiyetin bir kafese sokma değil, aksine huzur dolu günlere ve özgürlüğe ulaşmak olduğunu görmekte zorlanmayacaktır…
İslâmı hakkıyla yaşayabilmek ve hakîkî kullukta bulunabilmek ancak teslîmiyetle mümkündür. Kulluk, aslında teslîmiyet demektir. Kalb, ancak teslîmiyetin tam olmasıyla huzûra kavuşur. Teslîmiyet, gönüldeki kederi ve sıkıntıyı izâle eder. Rûh, sevdiği ile beraber olur. Teslîmiyet ehli, dâima Hakk Teâlâ Hazretleri ile beraberdir.
İçi ve dışıyla Hakk’a teslim olan kimse, Allahu Tealâ’dan başka her şeyin köleliğinden kurtulur, hür olur, kalbi Allah ile huzur, ilâhi aşk ile hayat bulur. Hakk’a itiraz eden kimse ise, iradesini nefsinin eline vermiş olur. Bundan sonra o kimse kendisini hür irade ve hürriyet sahibi görse de, aslında bütün yaptıkları bir çeşit köleliktir. Çünkü bu kimse, devamlı nefsine köle, şehvetine esir, midesine hizmetçi, maddeye bekçi, insanların aferin ve alkışına bağımlı bir halde hayat sürmektedir. Böyle bir hayat şeref ve hürriyet değil, tam manası ile zillet ve köleliktir.
Aşure Günü – Hadra Zikir
1663 Wheat Hill Rd.
Sidney Center, NY 13839
Peru’daki Osmanlı Dergahı, tebliğde sınır tanımıyor And Dağları arasında kalan Kızılderili köylerine tebliğ çalışmaları yürüten ‘Osmanlı Perulular’ sınır ve mesafe tanımıyor 22 Şubat 2013 / 07:37 And Dağları arasında kalan Kızılderili
“Prayer Vigil”, Amerikan Kızılderililerinin organize ettiği ve her yıl, Beyaz Saray’ın önünde, herkese açık ve iki gün süren, “dünyada barış” amaçlı bir etkinliktir. Son on yıldır, Şeyh Abdulkerim el Kıbrısi Hz. ve müridlerinin de davet edildiği bu etkinliğe Şeyhimizde büyük önem verirdi. 2002′deki ilk “Prayer Vigil”e, halifesi Lokman Efendi’yi göndermişti ve Lokman Efendi
‘İmana Giden Yol’ Şeyh Nazım ile röportaj – Havadis Gazetesi
Bab-ı Alem, MPL TV: ‘Kıbrıs Osmanlı Dergahı & Şeyh Abdulkerim el Kıbrısi Hz.’ 2010 ( 1/6 ) ( 2/6 ) ( 3/6 ) ( 4/6 ) ( 5/6 ) ( 6/6 )
SABAH Gazetesi, Şeyh Nazım Kıbrısi ile Röportaj ”İnsanlara ARSLAN Lazım”
TNT Tv Hayatın Şifreleri Programı – Şeyh Nazım el Kıbrısi 5/10/2011 1 2 3 4 5 6 7
Şeyh Mevlana Nazım Kıbrısi Hz.’den Vakit Gazetesi Röportajı
KIBRIS, Nakşibendilerin dergahına girdi, Şeyh Nazım ve müritlerinin bir gününü izledi Pazar, 26 Aralık 2010 Şeyh Nazım Kıbrısi… Şeyh Nazım Adil… Ya da Şeyh Nazım Efendi… Sufizmin Büyük Ustası, Nakşibendi Tarikatı’nın Büyük Şeyhi… Çok yakınındaki sevenlerine göre, “Sultan”… Bir Kıbrıslı… Nazım Kıbrısi, 20 (Bazı kaynaklara göre) 21 Nisan 1922’de Larnaka’da doğdu… Cuma günü doğan
Şilili madenciler Şeyh Nazım’ı ziyaret etti 20 Aralık 2010 Pazartesi 16:53 69 gün yerin 700 metre altında mahsur kaldıktan sonra kurtulan 33 Şilili madencilerin bir kısmı KKTCde Nakşibendi tarikatının lideri Şeyh Nazım’ı ziyaret etti. Şili’de bir maden göçüğünde 69 gün toprağın 700 metre altında mahsur kalan 33 madenciden 4’ü KKTC’ye gelerek Nakşibendi tarikatının
MPL Televizyonun Bâb-ı Âlem programından 2008
Şeyh Abdulkerim el Kıbrısi, Oğuzhan’ın “Türkoğluna rahatlık verme” duasını anlatıyor. 8 Ağustos 2009 – Almanya
“Kavmiyet iddia edenlerin uzerine lanet olsun” Şeyh Nazım el Kıbrısi
Şeyh Nazım el Hakkani dergahında Lefke, Kıbrıs – 21 Subat 2008
BismillahirRahmanirRahim HZ. LOKMAN’DAN OĞLUNA EY EVLADCIĞIM ! HİKMET, SENİN ON ŞEYİ YAPMANDIR: 1) ÖLMÜŞ KALBLERİ DİRİLTMELİSİN, 2) YOKSULLARLA OTURMALISIN, 3) HÜKÜMDARLARIN MECLİSLERNDEN SAKINMALISIN, 4) KÖLELERİ AZAT ETMELİSİN, 5) DÜŞKÜNLER İLE TANIŞMALISIN, 6) GARİPLERİ MİSAFİR ETMELİSİN, 7) FAKİRLERİ ZENGİN ETMELİSİN, 8) ŞEREFLİ KİMSELERİN ŞEREFİNİ ARTILMALISIN, 9) BÜYÜKLERİ DE YÜCELTMELİSİN, 10) DİLİNİ MUHAFAZA ETMELİSİN. BU ON ŞEY,
BismillahirRahmanirRahim Batılı gözüyle Fatih Büyük devlet ve ilim adamı olan Fatih, en büyük düşmanlarının gözlerini kamaştıran padişahtır. Eserlerinde ondan takdirle bahsetmişlerdir. Fetih sırasında İstanbul’da bulunan İtalyan Zorzo Dolfin bir keresinde şöyle demiştir: “Sultan Mehmed, çok az gülerdi. Zekası, daimi bir çalışma halindeydi. Çok cömertti. Her işte fevkalade atılgan, hatta cüretkârdı. Seçtiği hedeflere erişmek için çok
BismillahirRahmanirRahim Osmanlı Sultanlarının Ehl-i Beyt sevgisi Sultan İkinci Abdülhamid Han, Peygamber efendimize olan tazim ve muhabbetini, Onun kutsal beldesine hizmetler götürerek ve İslam Birliği gayesini gerçekleştirmeye çalışarak göstermiştir. Hicaz bölgesiyle münasebetleri kuvvetlendirmek ve mukaddes topraklarla aradaki mesafeyi kaldırmak niyetiyle yaptırdığı Hicaz ve Bağdat Demiryolu, bunun en güzel örneği olmuştur. Demiryolu yapımının Medine’ye ulaştığı esnada, Sultanın
BismillahirRahmanirRahim Resulullahın (sav) amcası ve Hazret-i Ali’nin babası Ebu Talib (ra) Sana kimse dokunamaz İslamiyet kuvvetlendikçe müşriklerin düşmanlıkları arttı. Fakat Ebu Talib’den korktukları için bir zarar yapamıyorlardı. Müşrikler, Ebu Talib’e gelip “Ya yeğenini bize teslim et, yahut putlarımıza hakaret etmesin” dediler. Ebu Talib, müşriklerin arzusunu yeğenine bildirdi. Resulullah kabul etmedi. Ebu Talib, “Ey oğul sen
BismillahirRahmanirRahim Bir gün Ebu Bekir Sıddık (r.a) Resulüllah(S.A.V)’ın evine geldi. İçeri gireceği sırada, Hz. Ali Bin Ebi Talib (r.a) da geldi. Hz. Ebu Bekir (r.a.) (Geri çekilip) : -Ya Ali sen buyur, gir dedi. O da cevap verip, aralarında, aşağıdaki uzun konuşma oldu: -Ya Ebu Bekir! Sen önce gir ki, her iyilikte önde olan, her
Bağlantılar